A'dan Z'ye Kanser - Kanserle Mücadele Derneği

29-08-2023
A'dan Z'ye Kanser

Kanser nedir, nasıl oluÅŸur? Çevresel faktörler mi, kalıtsal faktörler mi tetikleyicidir? Günlük yaÅŸamda hangi yanlışlar kansere ortam hazırlar? Neden öldürücüdür? Kemoterapi-radyoterapi iyileÅŸtirir mi? Kanserde erken teÅŸhis olur mu? Ne zaman mamografi çektirmek gerekir? Prostat kanserini gösteren test(ler) var mı? Kanserden korunmak mümkün mü? Neden artıyor? Åžekeri sever mi. Ve kamuoyunda sıkça adı duyulan Kırmızı Reishi Mantarı'nın hangi özelliÄŸi kanseri yenmeye yardımcı oluyor?

Kanser Nasıl Oluşur?

               Çocukluk çağı dışında yaÅŸlanan hücrelerle yeni yapılanlar hemen hemen birbirine eÅŸittir. Yani mekanizma açısından bakarsak kanser, aşırı hücre üremesinin dizginlenememesine, yani yıkımdan çok yapım olmasına verilen addır.

               Beslenme, hava kirliliÄŸi, radyasyon, sigara, çevre kirliliÄŸi, gıda katkı maddeleri ve çeÅŸitli toksinlerin yaptığı hasar gen fonksiyonlarını bozduÄŸu (mütasyon) için hücreler aşırı ÅŸekilde ürer. Hücrelerin aşırı ÅŸekilde üremesini dizginleyen genler ise aktiviteleri azaldığı ya da bu aşırılıklarla baÅŸ edemediÄŸi için kanser oluÅŸur.

               Yiyeceklerimiz ya da diÄŸer çevresel faktörlerde bulunan kanser ajanları DNA'larımıza baÄŸlanarak hasara uÄŸratır. Hasar kritik düzeye ulaşınca da normal hücreler kanserli hücreler haline dönüÅŸür. SaÄŸlıklı bir insan vücudunda bulunan DNA onarım enzimleri ve diÄŸer gen koruyucu mekanizmaları 24 saat içinde hasarın yüzde 90'ını temizler. Her insan hücresinde günde yaklaşık 10 bin mütasyon olur. EÄŸer DNA onarım enzimleri yoksa ya da yetersiz çalışıyorlarsa bu mütasyonlar hızla kansere yol açar.

               Hücrelerin DNA onarım kapasiteleri sınırlıdır; sonsuz deÄŸildir. Bu nedenle gen koruyucu mekanizmalar son derece önemlidir. Genlerin korunmasındaki en önemli faktör ise onları besleyen besin maddeleri ve vitaminlerdir.

 

Kanserdeki hızlı artışın sebebi kalıtsal faktörler mi, çevresel faktörler mi?

               Kanser tüm dünyada en çok ölüme neden olan ikinci hastalık grubu (ilki kalp-damar hastalıkları). ABD'de 1900 yılında %3 olan kanserden kaynaklı ölüm oranı, 2000'de %24'e çıkmış. Yani, ABD'de yüzyılda kanserden  kaynaklı ölüm oranı 8 kat artmış. Bazı uzmanlar kanserdeki artışı yaÅŸam süresinin uzamasına baÄŸlasa da bu yanlış bir inanıştır. Çünkü aynı zaman içinde 65 yaşın üzerindekilerin total nüfusa oranı %4'ten, %12'ye çıkmış. Yani üç kat artmış; sekize karşı üç kat. Demek ki kanserin artmasının temel nedeni yaÅŸlı nüfusun artışı deÄŸil. Kanserin geliÅŸimdeki hızlı artışta kalıtsal faktörlerin rolü de fazla deÄŸil. Kanser coÄŸrafyaya göre de deÄŸiÅŸiyor. Tıbbi imkanların son derece az olduÄŸu geliÅŸmekte olan ülkelerde çok az kanser var. Fakat burada yaÅŸayan insanların geliÅŸmiÅŸ ülkelere göç ettikten bir iki yıl sonra kanser sıklığı artıyor. Bu durum kanserin, genetik nedenlerden çok çevresel nedenlere baÄŸlı olduÄŸunu ve bunun önlenebileceÄŸini düÅŸündürüyor. Çünkü akraba evliliklerinde aşırı bir artış olmadıkça genetik hastalıkların artması da mümkün deÄŸil.

Kanser neden öldürücüdür?

               Kanserlerin yaklaşık %80'inde neden bellidir. Vakaların yarısından fazlasını akciÄŸer, kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri oluÅŸturuyor. AkciÄŸer kanserinin beslenmeyle de ilgisi olmasına raÄŸmen daha çok sigara tüketimi ile iliÅŸkilidir. Kalın bağırsak, meme ve prostat kanserleri ise daha çok beslenmeye baÄŸlıdır. AIDS, Ebstein-Barr virüsü (öpücük hastalığı) ve B hepatiti virüsü gibi enfeksiyonlar da baÅŸlıca kanser nedenleri arasında yer alır. Bu hastalıklar da saÄŸlıklı beslenen insanlarda nadiren görülür. Bu arada önemli nedenler arasında radyasyon, elektromanyetik dalgalar, tarım ilaçları, gıda katkı maddeleri, GDO'lu yiyecekler, ağır metaller ve diÄŸer kimyasal toksinler fiziksel ve kimyasal zararlılar başı çekmektedir.

Kemoterapi ve radyoterapi tümörün büyümesini engelleyebilir mi?

               Kemoterapi ve radyoterapi tümörün büyümesini azaltabilir ama her zaman tümörü yok edemez. Yok etse bile tümörün tekrarlama olasılığı vardır. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahiden oluÅŸan klasik kanser tedavisinin etkinliÄŸi birçok organ tümöründe artık plato çizmeye baÅŸladı. Artık tedavi baÅŸarısında hissedilir bir artış olmuyor. Ayrıca standart tedavi sırasında akut bir toksisite oluÅŸması da önemli bir risktir. Bu nedenle klasik tedavinin toksisitesini azaltacak ve tümör eritici etkisini artıracak araçlar kanser tedavisinin baÅŸarısını artırabilecektir. İşte makro besinler, vitaminler, mineraller ve flavonoidler bu araçların başında gelmektedir.

Kanserde erken teÅŸhis tedbirleri (mamografi, tümör belirteçleri vb) hakkında bilgi verir misiniz?

               Her kanser için söz konusu olmasa da bazı kanserlerde erken teÅŸhis için bazı tedbirlere baÅŸvuruluyor. 40 yaşına gelmiÅŸ bir kadının her yıl mamografi yaptırması önerilir. Ama bu kadar sık alınan radyasyonun da kansere davetiye çıkarttığını unutmamak lazım. En iyisi kadınların ayda en az bir kere kendi memelerini elle yoklamalarıdır. Tabii ki bir kitle ele geliyorsa o zaman mamografi mutlaka yapılmalıdır. Kalın bağırsak kanserleri için dışkılamadaki deÄŸiÅŸiklikler önemli. İshal, kabızlık, dışkıda kan görülürse kolonoskopi yapmak ÅŸarttır. Kolonoskopinin bir zararı da yoktur.

Prostat kanserini gösteren bir test var mı?

               Prostat kanserlerinin çok büyük bir bölümü (%99) ölüme yol açmıyor, hastayla beraber mezara kadar sesi sedası çıkmıyor. Buna gizli prostat kanseri denir. Hatta bunların çoÄŸunda parmakla yapılan muayenede de bir kitle ele gelmez. BaÅŸka nedenlerle ölmüÅŸ erkeklerin otopsilerinde Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi bu gizli kanseri gösterebilir. Fakat bu testi yaptırmanın handikapı da vardır. Yüzde 99 oranla size hiçbir zararı olmayacak bir hastalığı tespiti, sizi ve hekiminizi lüzumsuz yere telaÅŸa sevk edebilir. Gereksiz ve hayatınızı tehlikeye atabilecek tedavilerin yapılmasına yol açabilir. Aslında erken teÅŸhis için harcadığımız emeÄŸin yarısını erken korunmaya harcasak, kanseri azaltabiliriz.

Kanser oranları sizce neden artıyor?

               Bence iki temel neden var; birincisi beslenmede yapılan hatalar, ikincisi toksinler. Son yarım yüzyılda piyasaya 80.000 kimyasal maddenin girdiÄŸini düÅŸünürseniz sorunun büyüklüÄŸünü anlayabilirsiniz.

 

Kanser neden en çok ÅŸekeri sever?

               Son yıllarda beslenme düzenimizdeki en olumsuz deÄŸiÅŸim rafine ÅŸeker ve unlu gıdaların aşırı bir ÅŸekilde tüketilmesidir. ÖrneÄŸin İngiltere'de 1815'te 5 kg civarında olan kiÅŸi başına yıllık çay ÅŸekeri tüketimi 1970'te 50kg'ın üzerine çıkmış. Daha sonraki yıllarda un ve ÅŸeker tüketimi çılgınca artmaya devam etmiÅŸ. ÖrneÄŸin 1970-2000 yılları arasında ABD vatandaÅŸlar önceki yıllara oranla yılda 100 litre daha fazla ÅŸekerli meÅŸrubat tüketmiÅŸler. Unlu, ÅŸekerli gıdaları aşırı tüketmek birçok hastalığın temel nedenidir. Kanser de bunların başında geliyor!

               Aşırı ÅŸeker tüketimi ile kanser arasındaki iliÅŸki iki kez Nobel Tıp Ödülü alan (1931 ve 1944) Alman Otto Warburg tarafından ortaya çıkarıldı. Warburg, kanser hücrelerinin; saÄŸlıklı hücrelerden farklı bir metabolizması olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Vücudun normal hücreleri, enerjileri için hem oksijenli (aerobik), hem de oksijensiz (anaerobik) metabolizma yollarını kullanırlarken; kanser hücreleri sadece oksijensiz (anaerobik) metabolizma yolunu kullanabilir.

               Vücut, kanseri beslemeye çalışırken sürekli kapasitesinin üstünde çalışır. EÄŸer sevdiÄŸi besini (yani ÅŸekeri) vermezseniz kanser açlıktan ölmeye baÅŸlar. Bu nedenle kanser hücreleri ÅŸekeri kuru bir süngerin suyu emmesi gibi emer. Kanser hücreleri saÄŸlıklı hücrelere göre 3-5 kat daha fazla ÅŸeker kullanır.

               BildiÄŸimiz gibi onkologlar, bazı kanser metastazlarını (sıçrama) saptamak için PET taramaları yapar. Bunun için hastaya damardan radyoaktif bir madde ile iÅŸaretlenmiÅŸ glükoz verilir. Çünkü iÅŸaretlenmiÅŸ glükoz molekülünün öncelikle gideceÄŸi yer kanser dokusudur. Fakat onkologların çoÄŸu nedense bu bilgiyi hastalarından gizler! “Åžeker kanser yapar” diyen hekimlere de ÅŸarlatan gözü ile bakılır.

               Åžekerin tek zararı kanser dokusunu beslemesi deÄŸil. Aşırı un ve ÅŸeker tüketimi insülin direncine (metabolik sendrom) yani hiperinsülinizme yol açar. Hiperinsülinizm, insüline benzer büyüme faktörü (IGF-1) düzeyini artırır. Serbest IGF-1 hemen hemen bütün dokularda hücre üremesini kontrolsüz bir ÅŸekilde artırarak kansere neden olur. Normal tartılılarla kıyaslandığında vücut kitle endeksi 40'ın üzerinde olanlarda, yüzde 50-60 oranında daha fazla kanser görülmektedir. Sadece son 10 yılda Türkiye'deki ÅŸiÅŸmanlık iki kat arttı. Kanserdeki artıştan sorumlu olan faktörlerin başında da ÅŸiÅŸmanlık gelir.

 

Kanser tedavisinde C vitamininin yararı var mıdır?

               BilindiÄŸi gibi her kronik hastada C vitamini düzeyleri düÅŸüktür. Fakat kanserli hastalarda bu oran çok daha düÅŸüktür. Çünkü kanser hücreleri C vitaminini tıpkı bir vantuz gibi içlerine çeker ve vücudun zaten az olan C vitamini depolarını iyice tüketir. Peki kanser hücreleri C vitaminini severler mi? Aslında hayır. Ama onu glükoz zannederler. Çünkü C vitamininin molekül yapısı glükoza çok benzer. Bu nedenle kanser hücreleri, C vitaminini glükoz zannederek içlerine çeker. Yani eÄŸer kanda çok yüksek miktarda askorbik asit varsa kanserli dokuya geçen C vitamini miktarı da artar.

Son yıllarda birçok hastalığın destek tedavisinde kullanılan Kırmızı Reishi Mantarı'nın kanserdeki tedavi edici ve koruyucu özellikleri nelerdir?

               Kırmızı Reishi Mantarı (G. Lucidum) çeÅŸitli hastalıkların tedavisinde en çok kullanılan mantardır ve hastalıkların tedavisinde rol oynayan birçok mekanizması vardır. Bu özellikleri büyük ölçüde polisakkaritlerden çok zengin olmasına baÄŸlıdır. Mantarın yaklaşık %40'ı beta glukandır. Triterpenoidlerden de oldukça zengindir.

 

Kırmızı Reishi Mantarı aÅŸağıdaki özellikleri nedeni ile birçok hastalığın tedavisinde etkilidir.

- Histamin salgısını azaltmak

- KaraciÄŸer koruyucusu

- Tansiyonu düÅŸürmek (ACE inhibisyonu)

- Kolesterol sentezini azaltmak

- İltihabı azaltmak

- Apoptozu saÄŸlamak

- Antioksidan etki

- Antimikrobik etki

- Immün modülasyon

- SakinleÅŸtirici etki

- Anti-kanser etkis

               Bu hastalıkların başında alerji, karaciÄŸer hastalıkları, hipertansiyon romatoid artit ve en önemlisi kanserler gelmektedir. Kırmızı Reishi Mantarı'na 'Ölümsüzlük Mantarı' diyenler de vardır. Kanserin yaygınlaÅŸması ile birlikte insanlar doÄŸal destek tedavilere ve de Kırmızı Reishi Mantarı'na yöneldi. Neden, kanser tedavisinde en çok kullanılan mantar Kırmızı Reishi Mantarı'dır? Kırmızı Reishi Mantarı'nın kansere karşı etkisi kanser hücrelerine karşı toksik olmasına, iltihap azaltıcı etkisine ve immün modülatör etkisine baÄŸlanmaktadır. En çok e

Haberler

12-06-2025
Samsun’da yardım faaliyetleri devam ediyor.

Kanserle Mücadeleyi Destekleme DerneÄŸi olarak Samsun İli Bafra ilçesinde tanıtım

29-05-2025
Sosyal Destek Faaliyetlerimiz Sinop’ta Devam Ediyor

                Sinop ili DuraÄŸan ilçesine baÄŸlÄ

24-04-2025
Kanser Hastası Yakını İhtiyaç Sahibi Ailenin Çocuklarına Giyim Yardımı Yapıldı.

Kanserle Mücadeleyi Destekleme DerneÄŸi Kanserleri Çocuklara Bir Umut Ol İktisadi İ

24-04-2025
Sosyal Destek Faaliyetler Kapsamında Nakdi Yardım.

Kanserle Mücadeleyi Destekleme DerneÄŸi Kanserli Çocuklara Bir Umut Ol İktisadi İş

22-04-2025
İhtiyaç Sahibi Engelli Vatandaşlarımıza Tekerlekli Sandalye Bağışı

Kanserle Mücadeleyi Destekleme DerneÄŸi Kanserli Çocuklara Bir Umut Ol İktisadi İş

22-04-2025
İhtiyaç Sahibi Kanser Hastalarına Gıda Yardımı

Kanserle Mücadeleyi Destekleme DerneÄŸi olarak maddi durumu olmayan kanser hastalarımıza g